Okan Bayülgen NTV'deki 'Sade Vatandaş' programında Galatasaray Lisesi'nde okurken sınıfça yaptıkları ve bir gelenek halinde süren kopya yöntemlerini anlattı.
Bayülgen'in anlattığı okul anısı Türk filmlerinin kült olmuş 'Hababam' serisini de akıllara getirdi.
İşte Bayülgen'in anlattığı o kopya yöntemi: "Canlı Yöntemi denilen yöntemin bir çok şekli oldu, teknoloji de girdi çıktı, ancak yöntem şöyleydi: Sınıfta sınav başladığı zaman herkes bir kağıdın üzerine bir şeyler yazar. Maç anlatır, aşk mektubu yazar vs. Asıl mesele şudur; hocanın yazdırdığı ya da tekzip olarak dağıttığı soruları dışarı çıkarabilmek. Dışarı çıkarıldığı takdirde ki çıkar, dışarıda bir heyet vardır. Encümen-i Daniş grubu vardır orada, ayrıca da yazıcılar vardır. 3-5 kişi soruları çözüyor, 5-10 kişi de bütün sınıf için onları yazar. Ben bir sene boyunca canlı yöntemi ile kopya çektiğim için, benim kağıdımı hep aynı adam yazar yazısını değiştirerek kendisininkine benzemesin diye. O yazıyı bir kez daha değiştirecek ki bir de arkadaşımın kağıdını yazabilsin. Yani bir sene boyunca hoca bütün kağıtlarımı yanyana koyduğu zaman aralarında hiç bir fark olmasın. Dolayısıyla onlara canlı konulduğu zaman, tabir o, yan şubede o zaman da biz bilenler ya da yazıcılar olarak çalışıyoruz. Fakat burada tabi çok olaylar var. Hocalar bunu engellemek için sistemler geliştirdiler. Fakat her sınavdan önce bir cam kırılır, kapı kırılır, oraya bir marangoz gelir ya da biri ayılıp bayılır. Bütün mesele hocayı ablukaya alıp beri yandan eski kağıtların gidip yeni dolu kağıtların gelmesidir. Yazıcılar tarafından şu da bilinir; Mesela, 'Okan kaç alacak?'. Her zaman 10 alamam. 'Bu sefer 6 yeter' diyoruz mesela. 6'lık yazıyorlar. Bu sayede hiç Fransızca öğrenmeden mezun olan kişi var. Bu çok mu güzel, hiç güzel değil, hakikaten berbat bir şey. Ancak diğer yandan hani hep sorulur ya 'Siz nasıl 90 yaşına gelince de birbirinize bu kadar yakın ve koruyucu oluyorsunuz diye?' İşte bu sayede oluyor."
Anasayfa 
