Ebru'dan çok şey öğrendim !
Özge Özpirinçci, Cesaretin Var Mı Aşka dizisinin başrol oyuncularından biri... Özpirinçci, ‘Oyunculuğa yeni adım attım ve gönlümde sinema yatıyor. Özellikle femme fatale bir karakteri canlandırmak istiyorum’ diyor
Oyunculuğa reklam filmlerinde oynayarak adım atan Özge Özpirinçci, bir yaz dizisi olarak başlayan ve romantik komedi tarzında çekilen Cesaretin Var Mı Aşka dizisinde oynuyor. Kendisini, 22 yaşında olmasına rağmen çok olgun düşünen bir genç kız olarak nitelendiren Özpirinçci, hayatın ona ne getireceğini merakla beklediğini söylüyor.
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri mezunusunuz. Yolunuz oyunculukla nasıl kesişti?
Aslında oyunculuk benim çocukluk hayalimdi. Küçükken okulda, gösterilerde hep ilk sırada yer alırdım. Ama bir şekilde Sabancı’da yönetim bilimleri okudum. Yaklaşık bir yıl önce ise Erberk Ajans’a kaydoldum ve reklamlarda oynayarak bu işe başladım. Sonra da bir anda kendimi dizi çekiminde buldum.
Peki oyunculuk eğitimi almayı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle evet. Özellikle yurtdışında oyunculuk eğitimi almayı çok istiyorum. Aslında üniversiteden mezun olunca yurtdışına gidip oyunculuk eğitimi almayı planlıyordum. Ama dizi teklifi gelince bu planımı erteledim. Ama ileride mutlaka gerçekleştireceğim. Çünkü gönlümde bir sinema filminde oynamak yatıyor.
Canlandırmak istediğiniz belli karakterler ya da tipler var mı?
Özellikle kötü kadını canlandırmak istiyorum. Femme fatale bir karakteri oynamak istiyorum. Çünkü tipime baktığınız zaman çok masum gözüküyorum ve tipime zıt bir karakter olan femme fatale kadını canlandırmak istiyorum. Saman altından su yürüten ve herkesin ardından iş çeviren bir kadını canlandırmalıyım mutlaka. Çünkü gerçek hayatta hiç öyle değilim.
Cesaretin Var Mı Aşka dizisinde Ebru karakterini canlandırıyorsunuz. Oynadığınız karakterden biraz bahseder misiniz?
Ebru’nun doğulu bir ailesi var ve İstanbul’a yerleşmişler. Ama kafa yapısı olarak oradan kopamıyorlar. Ebru ise, üniversite mezunu, kendini modern bir şekilde yetiştirmiş bir kız. Kendi hayatında vereceği kararlara ailesini karıştırmamaya dikkat ediyor ve kararlarının arkasında dimdik duran bir kız. Çok sert görünen ama aslında çok duygusal ve yardımsever biri. Üniversite bitene kadar gerçek aşkla hiç tanışmamış ve dolayısıyla karşılaştığında da bir çalkantı yaşayarak ne yapacağını bilmeyen biri.
Sizin Ebru karakteriyle benzeşen yönleriniz var mı?
Evet. Ben de onun gibi çok inatçıyım. Ben de kendi kendime kararlar almayı severim. Hayata karşı dik bir duruşum vardır. Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı severim. Ebru’yla sadece erkekler konusunda ayrılıyoruz çünkü Ebru mantıklı davranabiliyor ve ayrılması gerektiği zaman ayrılıyor. Ama ben öyle değilim. Ben daha duygusal ve kalbimle düşünen biriyim. Bu nedenle Ebru karakterinden çok şey öğreniyorum.
Rolünüzle ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz?
İnsanlardan çok ilgi görüyorum ve bu ilgi beni oyunculukla ilgili çok güzel motive ediyor. Dizinin beğenildiğini ve izlendiğini anlıyorum. Öte yandan ailemden çok güzel eleştiriler alıyorum. Özellikle babam beni eleştirel gözle izliyor ve çok yapıcı eleştirilerde bulunuyor. Aslında babam ilk başlarda oyunculuk yapmamı istemiyordu ve okuduğum alanla ilgili bir iş yapmamı istiyordu. Hatta ben bu yüzden okulu bitirdikten sonra ona Amerika’ya mastıra gidiyorum deyip, oyunculuk okuluna gitmeyi planlıyordum. Ama bu diziyle kendimi babama ispat ettim ve şu anda o da çok memnun.
Güzelliğin bir avantaj olduğuna inanıyor musunuz?
Güzel olmak değil de estetik olmanın tabii ki çok avantajı var. İnsanların gözüne ve zevkine hitap etmek gerekiyor. Ama bu görüntüyü korumak da zor bir şey aslında. Mesela eskiden ben kendime çok dikkat etmezdim. Ama şimdi her gece cildimi temizliyorum. Dişlerime çok dikkat ediyorum. Saçlarıma özen gösteriyorum. Çünkü bunlar benim değerlerim. Dolayısıyla dikkat etmek zorundayım. Mesela bir kedim var ve eskiden onunla oynarken her yerim tırmık içinde olurdu. Şimdi ise yanıma geldiğinde ona, ‘Oynayamam seninle, elimin devamlılığı var’ diyorum.
Anasayfa 
